Hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üstünde seyretmesiyle Türkiye’nin ciğerleri yandı…
Yerleşim yerleri ve tarım arazilerini küle çeviren yangınlara müdahale eden ekiplerin zorlu mesaileri sürüyor.
Bolu’nun Göynük ilçesinde feci manzaralara sahip olan yangın, 72 saat sonra söndürüldü.
Yangın sonrası küle dönen bölgelerde soğutma çalışmaları devam ediyor.
ALEVLERİN ORTASINDA KALDILAR
Yangına müdahalenin 2’ncü gününde Mengen Orman İşletme personellerinden 4 kişi, rüzgarın tersten esmesiyle çevrelerini saran alevlerin arasında kaldı.
Alevler ile aralarında 5 metre olan personeller alandan uzaklaşmaya başladı. Dik yamaçtan daha fazla kaçamayan işletme şefi, ‘Beni bırakın, siz devam edin’ demesine rağmen Mustafa Nazlı, geriye dönerek şefini yalnız bırakmadı.
O anları anlatan orman personeli Mustafa Nazlı, “Ömrümde öyle bir şey görmedim, Allah bir daha göstermesin.” dedi.
“ATEŞ HARLANINCA YANGIN METRELERCE İLERLEDİ”
Yaşananları anlatan orman personeli Mustafa Nazlı, “Yangının ortasında kaldığımız alan çok dik araziydi. Arazinin yapısı kayaydı. Bastığımız yer kayıyordu. Şefimizle beraber yangını söndüre söndüre 500-600 metre aşağıya indik. Az daha ilerlediğimizde alevler harlanmaya başladı.
Hortum istedik ancak gelmedi. Şefimiz telsizden helikopterden bulunduğumuz yere sorti yapmasını istedi. Sorti de gelmedi. Bu sefer ateş harlandı. Saniyeler içinde yangın metrelerce ilerledi.
50 metre yukarımızda olan müdür yardımcımız, ‘Kaçın’ diye bağırmaya başladı. Herkesin koştuğunu gördüm, hemen depar attım herkesi geçtim.” diye konuştu.
“BENİ BIRAK, CANINI KURTAR DEDİ”
Şefinin geride kaldığını söyleyen Nazlı, “Zaten ondan önceki günden dolayı yorgunduk. Alevler L şeklinde etrafımızı sardı, kaçacağımız taraf kapandı.
Şefim, ‘Ben gelemiyorum. Gelemeyeceğim, beni bırak git. Kendi canını kurtar’ dedi. Kabul etmedim ve arkadaşlara seslendim ancak herkes kendi derdine düşmüştü, duymadılar. Şefimin koluna girerek dik yamaçta koşmaya başladık ancak çok yorulduk, ciğerimiz şişti.
Her yer duman altı oldu. Her taraf yandı, kaçacak bir taraf kalmadı. Şefime, ‘Herhalde biz burada yanacağız. Biz öldük’ dedim. Çünkü kaçma şansımız yok. Dereye insek, dere yanıyor. Yukarı çıksan ateş önümüze geçti. ‘Bittik’ dedim. Çünkü alevler çok yüksekti. Şefim, ‘Kardeş sen beni burada bırak git, canını kurtar. Ben gelemeyeceğim, gözlerim karardı.’ dedi. ‘Şefim ya beraber çıkacağız ya da yanacağız, ben seni burada bırakmam.’ dedim. Ondan sonra Allah güç kuvvet verdi.” dedi.
“ONU BIRAKSAM, ÖMRÜMCE VİCDAN AZABI ÇEKERDİM”
Rüzgarın tersten esmesiyle yolun biraz açıldığını söyleyen Nazlı, “25 dakikada yukarı çıkabildik. Çaprazdan alevlerin etrafından dolanarak çıktık. Gözlerimiz doldu, şefim; ‘Sen olmasan orada kalmıştım’ dedi.
Şefimi orada bırakamazdım, bıraksam ömür boyu vicdan azabı çekecektim. Oradaki alevleri ve yaşadığımız durumu anlatmam tarifsiz bir durum. Şu an bile olayı anlatırken o anı yaşıyormuşum gibi hissettim. Titriyorum, kalbim atışı yükseldi.
“TARİHİN EN BÜYÜK YANGINIYDI”
Binlerce hayvan telef oldu. Bir tane tavşan kurtarmak bana nasip oldu. İnsanlar orman yanınca sadece ağaçların ve örtülerin yandığını zannediyor ama binlerce hayvan telef oluyor. Hepsinin yuvaları yanıyor.
Bolu tarihinin en büyük yangınıydı, çok büyüktü. Ömrümüzde öyle bir şey görmedik. Allah da bir daha göstermesin.” ifadelerini kullandı.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)